Önder Karaveli resmî olarak teknik direktör sıfatıyla kulübede yer aldığı ilk maçtan Beşiktaş, üç puanla ayrıldı.
Aslında maç tam da konuk ekip Gaziantep’in istediği gibi devam ediyordu. Maçın temposu düşük, Beşiktaş ısırmıyor, top siyah beyazlıların ayağında ama üretkenlik yok, 65 dakika golsüz eşitlikle geçilmiş. Erol Bulut için hamle anı gelmişken sahneye Ghezzal’ın şutunda kaleci Günay’dan dönen topu tamamlayan Batshuayi çıktı ve Beşiktaş öne geçti. Bu dakikadan sonra oyun hareketlenir diye bekledik ama maç yine düşük tempoda devam etti.
Maçın en heyecanlı anları 5 dakikalık uzatma bölümünün son 3 dakikasında yaşandı diyebiliriz. Gaziantep net fırsatı kaçırdı, dönen topta Larin’in klas bitirişi VAR’dan döndü. Hakemin son düdüğü çaldığında Beşiktaş, galibiyeti elde etti.
Beşiktaş’ın bu maçta takım halinde savunma yapması ve takım halinde hücum etmesi oyunu kontrol altında tutmasını sağladı. Bu strateji bireysel hataları minimuma indirdiği gibi takımdaki yardımlaşma oranının artmasıyla saha içinde rakibe hiç boş alan bırakılmadı.
Beşiktaş’ın bu maçın özelinde en büyük eksisi temposunun düşük olmasıydı. Bu düşük tempo beraberinde üretkenliği de düşürdü. Rakibin sürekli hazır halde savunma yapmasına neden oldu. İç sahada bu kadar düşük tempo puan kaybettirir.
Bir noktaya da değinmekte fayda var. Sergen Yalçın’ın çözüm bulamadığı bu takımda bugün farklı olan nedir? Altını çizerek vurguluyorum; formayı hak eden giyiyor. İsme değil, performansa bakılıyor. Sergen Yalçın bu anlayışı şampiyon olduğu sezon çok iyi uyguladığına ama bu sezon bu konuda zayıf kaldığına geçtiğimiz haftalarda değinmiştik.
Nitekim Önder Karaveli’nin formayı adaletli dağıtması bugün meyvelerini üç puandan daha öte bir sistemin başlamasıyla verdiğini gördük. Beşiktaş, geleceğini oluşturmaya başladı. Tek dileğim bu karardan ne olursa olsun vazgeçilmemesi.