Beşiktaş, Milli Maç arasına girmeden önce kritik üç puanın sahibi oldu. Maçın tamamında Beşiktaş oyuna hakimdi. Güven Yalçın’ın gecesi oldu. Cenk Tosun’un Benfica’ya attığı golü bize birebir hatırlatan Güven; kendi kalesine gol atmasının ardından oyunda çabuk toparlanan Rıdvan’ın asistine yaptığı kafa vuruşuyla skoru belirledi.
Sergen Yalçın gördüğü kırmızı kartla kulübeden tribüne çıktı. Top oyun alanını terk etmeden sinirle vurması ona pahalıya patladı. Derbide kenarda Sergen Yalçın’ı göremeyebiliriz.
Sakatlıkların olağanın dışında fazla olması aslında Beşiktaş’a başka bir kazanç sağladı. Belki Beşiktaş bu sakatlıkları yaşamasa ve maçlara tam kadro çıksa Güven arka planda kalacak ve yıldızı parlamayacaktı. Kendisine verilen şansı çok doğru kullandı. Larin’in kontratının konuşulduğu bu dönemde Güven kazanıldı.
Savunmada Serdar Saatçi yine müthiş güven verdi. 18 yaşında değil de sanki 40 yıldır maça çıkıyor gibiydi. Pozisyon bilgisi, hata yapsa da anında telafi etmesi, sağlam duruşu, yıkılmaz fiziği, kafa toplarını karşılaması ve temel savunma bilgilerini çok doğru uygulaması Serdar Saatçi’nin en önemli özellikleri olarak öne çıkıyor.
Solda Rıdvan, ortada Can Bozdoğan, Ajax maçında oynayan Berkay Vardar sakatlıklardan doğan krizi müthiş bir fırsata çevirdiler. Bu oyuncular üst düzey ciddi maçlar yerine Türkiye Kupası’nda alt liglerden eşleşilen bir takıma karşı oynasalardı belki bu kadar ön plana çıkmayacaklardı. Güzel oynasalar bile maçın kalitesi düşünülerek güvenilmeyecekti. Artık şimdi bu gençlere ne zaman nerede nasıl fırsat verilmesi gerektiğini yaşanan bir krize sunulan çözümde öğrenmiş olduğumuza inanıyorum. Altyapıdaki bu değerli oyunculara ciddi maçlarda forma verilmesi onları kazanmak demektir.
Beşiktaş’ın son bir ayın manşeti; “Gençlere Güven’in” oldu.
